Sömürgeciliğin Yeni Adı, Türklere yapılan haksızlıklar

İtilaf Devletleri, ABD gibi büyük bir devletin yanlarında yer almasını istiyordu. Bunun için dönemin başkanı Wilson, Wilson İlkeleri'ni yayınlayarak bu ilkelere uymaları halinde İtilaf Devletleri'ne katılacaklarını duyurdu.

WİLSON İLKELERİ (8 OCAK 1918)
Yenenler, yenilenlerden toprak almayacak ve savaş tazminatı istemeyeceklerdir.
Bu madde, İtilaf Devletlerinin amaçlarına tamamen ters düşmektedir, fakat İtilaf Devletleri, ABD olmadan emellerini gerçekleştiremeyeceklerini de bilmektedir. Bu yüzden İtilaf Devletleri bu maddeyi kabul etmiş göründüler.
Devletler kendi aralarında gizli antlaşmalar yapmayacaklardır.
Bu maddeyi kabul etmelerine rağmen İtilaf Devletleri, aralarında gizli antlaşmalar yaparak Osmanlı topraklarını paylaşma fikirlerinde bulunmuşlardır.
Devletler arası anlaşmazlıkları barış yoluyla çözecek uluslararası bir kurum oluşturulmalıdır.
Sömürgecilik yapılmamalıdır.
İtilaf devletleri, sömürgeciliği daha sonra Mondros Ateşkes Antlaşması'nda manda ve himaye adı altında değiştirecektir. Manda ve Himaye fikri: Kendi kendini yönetemeyen devletlerin büyük devletler tarafından, kendini yönetecek seviyeye gelene kadar yönetilmesi
Boğazlar, uluslararası sular haline getirilmelidir.
Azınlıklara kendi geleceklerini belirleme hakkı tanınmalıdır.
Bu durum, Osmanlı Devleti'ni olumsuz etkilemiştir. Çünkü Osmanlı Devleti de çok uluslu bir yapıya sahipti.
Türklerin çoğunlukta oldukları yerlere kesin egemenlik verilmelidir.
Bu madde, Türkler'in yararına bir maddedir, fakat Türkler bu maddeden pek yararlanamamışlardır.

Wilson İlkeleri genel olarak Türklerin yararınadır, fakat İtilaf Devletleri bu maddelere uymuş görünüp uymadıkları için Türklerin yararına olmamıştır.

İtilaf devletleri 1915-1917 yılları arasında toplam 6 gizli antlaşma imzalamıştır. Bu antlaşmalarla Osmanlı Topraklarını Paylaşma Tasarıları yapmışlardır.

Mondros Ateşkes Antlaşması'nın Maddeleri:

Osmanlı ordusu derhal terhis edilecek, silah ve cephanesi elinden alınacak.
Bu madde, Osmanlı'nın işgallere karşı direnmemesi içindir. Osmanlı Devleti'nin bağımsızlığını zedelemektedir.
Boğazlar İtilaf Devletleri'ne açık tutulacak
İtilaf Devletleri, bu madde ile Osmanlı topraklarına rahatça girmeyi amaçlamıştır.
Terrsane, liman, demiryolları, Toros tünelleri, yeraltı kaynakları ve haberleşme sistemi İtilaf Devletleri'nin denetimine bırakılacak.
Osmanlı Devleti'nin haberleşmesi kısıtlanmış, böylece işgale ortam hazırlanmıştır.
Osmanlı Devleti, İtilaf devletlerinin esirlerini bırakacak; ama İtilaf devletleri Osmanlı esirlerini bırakmayacaktır.
Görüldüğü gibi bu da ağır bir maddedir.
Anadolu dışında savaşan Osmanlı kuvvetleri en yakın İtilaf birliklerine teslim olacak.
Böylece Osmanlı'nın ordusu kalmamıştır.

En Ağır Maddeler:
24. Madde: Vilayet-i Sitte'de (Erzurum, Elazığ, Van, Bitlis, Sivas, Diyarbakır) bir karışıklık çıkarsa İtilaf Devletleri buraları da işgal edebilecekler.
Bu maddeyle İtilaf Devletleri, doğuda bir Ermeni devleti kurmayı amaçlamışlardır.
7. Madde: İtilaf Devletleri kendi güvenliklerini tehlikede gördükleri herhangi bir stratejik noktayı işgal edebilecekler.
Bu maddeyle İtilaf Devletleri, işgallerine hukuki gerekçe oluşturmuşlardır. Artık istedikleri gibi bir isyan çıkararak bu bölgeyi işgal edebileceklerdir.

- Barış Anlaşması şartlarından bile daha ağır olan bu antlaşmayla Osmanlı Devleti'nin bağımsızlığı son bulmuştur.

İtilaf Devletleri 7. maddeyi hemen uyguladılar.
İşgal edilen yerler:
İngilizler: Musul, Kerkük, Antep, Urfa, Maraş
Fransızlar: Adana, Pozantı, Dörtyol, Mersin ve çevresi
İtalyanlar: Antalya, Konya, Afyon, Burdur, Batı Anadolu kıyıları

13 Kasım 1918 - İstanbul'un fiilen işgali

Paris Barış Konferasında Osmanlı Topraklarının nasıl paylaşılacağı konusu gündemdeydi. İngiltere, İtalya'ya vaadettiği toprakları vermemiştir. Çünkü İzmir ve çevresinde güçlü bir İtalya'nın varlığını uygun bulmamıştır ve bu bölgeleri Yunanistan'a vermiştir.

SAHTE BELGELERLE İzmir ve çevresinde Türklerin azınlık olduğu belirtilmiş ve Yunanistan bu kısımları Wilson İlkeleri'ne ters düşmeden işgal etmiştir.

İzmir ve çevresi işgal edilince Kuvayı Milliye (milli kuvvetler) doğmuştur.
Kuvayı Milliye: Yurdun işgali karşısında çeşitli yerlerde ortaya çıkan milli direniş örgütleridir. Bu bakımdan Milli Mücadele'nin ilk savunma kuruluşudur.

SÖZLÜK:
Hukuken tanıma: Bir devletin bir başka bir devletin, anlaşmanın veya kararların varlığını muhatap almasıdır.
Resmen tanıma: Bir devletin başka bir devletin, anlaşmanın veya kararların varlığını resmi belgelere dayanarak kabul etmesidir.
Fiilen işgal etme: Bir devletin, askeri kuvvetlerini bir başka devletin herhangi bir bölgesine göndererek bu bölgelerde bulundurmasıdır.
Resmen işgal etme: Bir devletin, askeri kuvvetlerini bir başka devletin herhangi bir bölgesine gönderdikten sonra, yazılı bir anlaşmayla işgal etmesidir.

millet-i sadıka (sadık millet): Ermeniler * Ermeniler kışkırtılmadan önce Osmanlı Devleti'ne en bağlı kişilerdi.

İşte, kışkırtılan Ermenilerin Osmanlı Devleti'ne karşı çıkmasına üzülen bir Ermeni (Karapit Nedeniyan, Kapalıçarşı'da halıcı)
"Ah o sebep olanlar ah, eviniz yıkılsın. Güzel güzel yaşıyorduk. Müslümanların süremediği sefayı biz sürüyorduk. Bizim gençlerimizi kandırarak kendi emelleri uğruna çalıştırdılar. Şimdi her birimiz dünyanın bir yerindeyiz." (Bilim ve Aklın Aydınlığında Eğitim, Sayı: 38, s 11)

Bu durum, Kışkırtılan Ermenilerin dışında hallerinden memnun olan Ermenilerin de var olduğunun göstergesidir.

» Türklere Has Mekan İsimleri
» SERDAR ORTAÇ YENİ ALBÜM
» Yeni Keşfedilen Canlı Türleri (resimli)